Şırnak’ın yemyeşil dağlarında yaşayan bir çift, hayallerinin peşinden koşarak dünyanın dört bir yanını keşfetmek için 16 yılı geride bırakmış durumda. Bu ilginç yolculuğun sırlarından biri de, gezilerinin masraflarını nasıl karşıladıkları. Çift, ineklerinden elde ettikleri gelirle dünyanın altısında dört mevsimi yaşayıp gözlemlerini kendi hayal dünyasına katarak etkileyici bir deneyim biriktirdi. Bu gezinin arka planında yatan motivasyonları ve yaşadıkları maceraları daha detaylı bir şekilde inceleyelim.
Şırnaklı bu çift, ilk başta yalnızca yaşadıkları toprakları tanımak için küçük yürüyüşler yapmayı düşünüyordu. Ancak zamanla bu basit serüven büyük bir tutkuya dönüşmeye başladı. Estetik manzaralar, farklı kültürler, insanlarla etkileşimler… Tüm bunlar, çoğu insanın rüyalarını süsleyen unsurlar. Çift, bu anlamda hayallerini gerçekleştirmek için daha geniş bir perspektife sahip olmayı seçti.
İlk gezilerini yurtiçindeki doğal güzelliklerden birine, Türkiye’nin çeşitli yerlerine gerçekleştirdikten sonra vizyonlarını dışarıya taşımaya karar verdiler. Sırasıyla, komşu ülkelerden başlayarak Avrupa’ya ve ardından Asya, Amerika ve Afrika’ya uzanan bir seyahat rotası oluşturdular. Her seyahat, onlara sadece yeni yerler göstermedi; aynı zamanda hayatlarına yeni bir bakış açısı kazandırdı. Tüm bu süreçlerde onların en büyük destekçisi ise inekleri oldu. Çiftin tarım faaliyetlerinden elde ettikleri gelir, gezi masraflarını karşılamak için yeterli oluyordu.
Çift, ineklerini özenle besleyerek onlardan elde ettikleri süt, yoğurt ve peynir gibi ürünlerle hem kendi geçimlerini sağladı hem de bu ürünleri satarak seyahat bütçelerini oluşturdu. İneklerine olan bağlılıkları, sadece hayvan sahipliğinden öteye geçti. Onlar için inekler, hayallerine ulaşmalarını sağlayan birer yol arkadaşı oldu. Çift, gezileri boyunca bu değerli varlıklarının her birinin kendi anlatacak bir hikayesi olduğunu vurguluyor.
Yıllar içinde değişen dünya, bu çiftin gözünden bambaşka bir boyut kazandı. Seyahate çıktıkları ülkelerde farklı yaşam biçimleri, gelenekler ve kültürel unsurlarla tanıştılar. Her deneyim, onların yaşam felsefesini derinleştirdi, bakış açılarını genişletti. Dünyadaki çeşitliliğin tadını çıkarırken insanlar arasındaki benzerlikleri keşfetmek, onların seyahatlerine anlam katıyordu.
Küçük yaşlardayken hayal ettikleri her şeyi gerçeğe dönüştürebilmek için azimle çalıştılar. Başarılı bir şekilde besledikleri inekler ve yaptıkları tarım uygulamaları, hem geçimlerini sağladı hem de yeni maceralara atılmalarına imkân sağladı. Çift, yıllar içerisinde edindikleri deneyimleri ve kültürel zenginlikleri paylaşmayı amaçlıyor ve bu yolla hem insanlara ilham vermeyi hem de toplulukları bir araya getirmeyi umuyor.
Şırnak’ın köylerinden çıkarak dünya çapında tanınan bir çiftin ilham dolu hikayesi, herkes için umut verici bir örnek teşkil ediyor. Gezip gördükleri yerlerde yaşadıkları maceralar, başka insanlara hayalini gerçekleştirme konusunda cesaret vermekte. Onların hikayesi, hayalleri gerçekleştirmek için kararlılıkla ilerlemenin ve sevgiyle bağlı olunan bir yaşam tarzının nasıl olduğu konusunda güçlü bir mesaj taşıyor.
Sonuç olarak, bu Şırnaklı çiftin serüveni sadece bir gezintiden ibaret değil; aynı zamanda hayallerin peşinden koşmanın öyküsü. İneklerden elde ettikleri gelirle 40 ülkeye seyahat ederek, farklı kültürel deneyimlerle zenginleşen çift, aynı zamanda kendi kimliklerini ve yaşam felsefelerini de bu süreçte geliştirmiş. İneklerin sağladığı maddi destek, onlara sadece bir araç değil, yolculuklarında birer dost olmuş durumda. Farklı coğrafyalarda, farklı yaşam hikayeleri arasında köprü kurarken, geleceğe dair umut ve heveslerini de her adımda tazeliyorlar.